Münafıkların başı olan Abdullah b. ‘Ubey öldüğünde Resûlullah (s.a.s.) cenaze namazına ‘Ubey’in oğlu tarafından davet edilmiş ve Abdullah için bir mağfiret sebebi olması için Hz. Peygamber’den kefen yapmak üzere gömleği istenmiştir.
Resûlullah da (s.a.s) bu davete icabet etmiştir. Ancak namaz kılmak için cenazenin karşısına geçtiğinde Hz. Ömer, Hz. Peygamber’e:

-“Allah’ın düşmanı Abdullah b. Ubey’e gömleğini verip, cenaze namazını mı kılacaksın?” diye serzenişte bulunmuştur.
Resûlullah (s.a.s.) tebessüm etmiş ve lafı uzattığı için:
-“Ey Ömer benden geri dur! Ben iki şey arasında muhayyer bırakıldım ve birini seçtim. Bana “Onlar için sen ister Allah’tan af dile, ister dileme. Yetmiş kere bile istiğfar etsen, Allah onları asla affetmeyecektir. Evet, böyle! Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlünü tanımayıp karşı geldiler. Allah da böylesi fâsıklar güruhunu emellerine kavuşturmaz.”(Tevbe, 80) denilmişti, eğer yetmişi aştığım takdirde bağışlanacağını bilmiş olsaydım, yetmişten fazla istiğfar ederdim.” buyurmuştur.

Ardından Hz.Peygamber cenaze namazını kılmış ve cenazeyle beraber yürümüştür. Defin işi bitinceye kadar da kabrin başında durmuştur. Definden bir zaman sonra şu âyet inmiştir:
“Ve onlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma, onun kabri başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Elçisini tanımadılar ve yoldan çıkmış olarak öldüler.” (Tevbe, 84)
Bundan sonra Hz. Peygamber (s.a.s.) vefat edinceye kadar hiçbir münafığın cenaze namazını kılmamış ve kabri başında da durmamıştır. Hz. Ömer bu hâdise için: “Allah Resûlü (s.a.s.) en iyi bildiği halde Allah Resûlüne karşı, bu cüretime sonraları çok şaştım.” demiştir.111

Bir başka nakilde ise, Hz. Ömer’in Resûlullah’a (s.a.s.) yukarıdaki hâdise112 veya bir topluluk için mağfiret dilemesi sebebiyle113
“Münafıklar için mağfiret dilesen de dilemesen de bir” dediği ve ardından “Onlar için mağfiret dilesen de, mağfiret dilemesen de onlar için birdir. Allah onları
bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkan topluluğu yola iletmez.”
(Münâfikûn, 6) âyetinin indiği anlatılmıştır.

Resûlullah’ın (s.a.s.) burada gözettiği amacın, Abdullah b. ‘Ubey’in
kabilesi Hazrec’i İslam’a ısındırmak olduğu ifade edilmiştir.(114)
Nitekim Resûlullah’ın (s.a.s.) Hz. Ömer’e:
“Benim gömleğim, ondan, Allah’ın azabından herhangi bir şeyi savuşturamaz. Fakat umulur ki Cenâb-ı Hak bu sayede o münafıkların bin adedini İslâm’a girdirir.” buyurduğu nakledilir.

Yine o gün münafıklardan bin kişinin, Abdullah b. ‘Ubey’in Resûlullah’ın
(s.a.s.) gömleğine muhtaç olmasını görmeleriyle Müslüman olduğu da
kaydedilmiştir.(115) 

Bir başka nakilde ise, Hz. Peygamber’in gömleğini göndermesinin sebebi şu şekilde anlatılmaktadır:
 “Bedir savaşında esir düşmüş olan Peygamber’imizin amcası Abbas, Medine’ye getirilmiş ve gömleksiz bulunuyordu. Abdullah b. ‘Ubey ise, Peygamber’imize bir iyilik göstermek için kendi gömleğini Abbas’a vermişti. Bu defa Resûlullah da (s.a.s.) o iyiliğe bir karşılık olmak üzere gömleğini ona göndermişti. Zaten
Peygamber Efendimiz pek fazla merhamet ve şefkat sahibi olduğundan
herhangi bir isteyeni reddetmek istemezdi.”(116)

kaynaklar

111 Buhârî, “Cenâiz”, 23, 85, “Tefsir (Berâe)”, 12, 13; Müslim, “Fedâilu’s-sahâbe”, 25;
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 206; Tirmizi, “Tefsir”, 10; Nesâi, “Cenâiz”, 69; Taberî,
Câmiü’l-Beyâni ‘an Te’vîli Âyi’l-Kur’an, XI, 611-615; İbn Ebî Hâtim, a.g.e., VI, 1857-
1858; Taberânî, Mu‘cemu’l-Evsât, VI, 16; Semerkandî, a.g.e., II, 66; Cessâs, Ebû Bekr
Ahmed b. Ali er-Râzî (370/981), Ahkâmu’l-Kur’an, (Thk. Abdusselam Muhammed Ali
Şahin), Beyrut 1994/1415, III, 186; İbn Atıyye III, 64; Râzî, a.g.e., VI, 115; Kurtubî,
a.g.e., VIII, 218; Taberî, Kitâbü’r-Riyâzi’n-Nâzire, I, 204; Nesefî, a.g.e., II, 139; İbn
Kesîr, Tefsir, II, 393; Zerkâni, a.g.e., II, 294; Suyûtî, Târîhü’l-Hulefâ, s. 140.

112 Mukâtil b. Süleymân, a.g.e., II, 63; Taberânî, Mu‘cemu’l-Evsât, VI, 16; Taberî, Kitâbü’r