قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ
Kul eûzu bi rabbin nâs(nâsi).
De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.”
Kelime kelime anlamı
1. kul : de
2. eûzu : ben sığınırım
3. bi rabbi : Rabbine
4. en nâsi : insanlar

مَلِكِ النَّاسِ
Melikin nâs(nâsi).
İnsanların melikine (mâlikine).
Kelime kelime anlamı
1. meliki : melik (sultan), mâlik (sahip)
2. en nâsi : insanlar

إِلَهِ النَّاسِ
İlâhin nâs(nâsi).
İnsanların İlâhı'na (sığınırım).
Kelime kelime anlamı
1. ilâhi : ilâh
2. en nâsi : insanlar
مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ
Min şerril vesvâsil hannâs(hannâsi).
Hannasın vesveselerinin şerrinden.
Kelime kelime anlamı
1. min şerri : şerrinden
2. el vesvâsi : vesveseler
3. el hannâsi : gizlice vesvese veren
الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ
Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs(nâsi).
Ki o (hannas), insanların göğüslerine vesvese verir.
Kelime kelime anlamı
1. ellezî : ki o
2. yuvesvisu : vesvese verir
3. fî sudûri : göğüslere
4. en nâsi : insanlar
مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ
Minel cinneti ven nâs(nâsi).
İnsanlardan ve cinlerden (insanların Rabbine, Meliki'ne ve İlâhı'na sığınırım). 
Kelime kelime anlamı
 
1.
 min(e) el cinneti : cinlerden 
2. ve en nâsi : ve insanlar

Nas Suresi Medine'de nazil olmuş ve altı ayetten oluşmaktadır. İnsanların Rab-bine sığınmayı emrettiği için ''İnsanlar'' manasına gelen ''Nas'' adı verilmiştir.

Felak ve Nas Sureleri'nin ikisine birlikte iki koruyucu manasına gelen '' Muavvezeteyn'' denir. Peygamber Efendi'miz (sav) bu sureler hakkında şöyle buyurmuştur: 

'' Geceye girdiğin ve sabah kalktığın vakit, üç defa İhlas Suresi ile Muavvezeteyn Sureleri okuman her şey için sana kafidir. 
( Yani her türlü bela ve musibetten korur.)''

1) Ey insanların ve cinlerin Peygamberi! De ki: Ben insanların Rab-bine sığınırım. İnsanları yaratan, besleyen, koruyan, terbiye eden, edeblendiren Yaratıcı'ya sığınırım.

2) İnsanların Melik'ine; yani bütün insanlığın sahibi, hükümdarı, işleri idare eden ve bütün insanlığın selamet ve saadetini temin edecek olan hükümlerin koruyucusu ve emredicisi bulunan Allah-u Teala'ya sığınırım.

3) İnsanların ilahına; yani bütün mahlükatın yaratıcısı ve sahibi olan Allah-u Teala'ya sığınırım.

4) O gizli vesvesenin, yani kalplere yanlış düşünceler düşürmek isteyen şeytanın tabiatında bulunan aldatıcı kimselerin verdiği vesvesenin şerrinden Allah-u Teala'nın himayesine sığınırım.

5) O şeytandan Allah-u Teala'ya sığınırım ki o insanların göğsüne vesvese (kötü düşünceler) fısıldar.

6) Gerçekten de öyle pek büyük birer düşman olan aldatıcı kimselerden, o kalplere vesvese veren din düşmanlarından kaçınılmalıdır. Bu vesvese verenler gerek cinlerden, gerekse insanlardan olsun. Hangi taifeden olursa olsun, bunların hepsinden de kaçınılmalı, onların şerlerinden Allah-u Teala'ya sığınılmalıdır.



Nâs Suresi’nin İnişi

Bu Sûre-i celîle de İbn Abbâs’tan Ebu Salih rivayetinde medenî, Ebu Küreyb rivayetinde mekkîdir. Sahih olan medenî oluşudur. Felak Sûresinden sonra veya biraz sonra geleceği üzere iki sûre birlikte nazil olmuştur.

Sa’lebî’nin tefsirinde İbn Abbâs ve Hz. Aişe’den rivayetle zikrettiği bir hadiste onlar şöyle anlatıyor: 

"Yahudilerden bir çocuk Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e hizmet ederdi. Yahudiler onun aklını çelip Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in taradığı saçlarından ve tarağından bir kaç diş almasını istediler. 
O da bunları alıp Yahudilere verdi. Yahudiler de bunlarla Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e büyü yaptılar. Bunu yapan kişi içlerinden İbn A”sam adında birisiydi. Yaptıktan sonra o büyüyü Züreyk oğullarının kuyusuna attılar ki o kuyuya Zervan denilirdi.

Bu büyü ile Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) rahatsızlandı. Başında saçları dağıldı. Altı ay süreyle kadınlara gittiğini görüyor (ona öyle geliyor) ve fakat onlara (aslında) yaklaşmamış oluyordu. Bir iş yaptığını sanıyor ve fakat yapmamış oluyordu. Erimeye başlamıştı fakat başına ne geldiğini bilmiyordu.

Bir gün uyuduğu bir sırada kendisine (rüyasında) iki melek geldi. Birisi baş tarafına, diğeri ayakucuna oturdu. Ayak tarafına oturan baş tarafına oturana:

 “Adamın nesi var?” diye sordu. Başucundaki: 

“Hasta olmuş.” dedi. Ayakucundaki: 

“Neden hastalanmış?” diye sordu. Başucundaki: 

“Kendisine büyü yapılmış.” dedi.

 “Ona kim büyü yapmış?” sorusuna da: 

“Yahudi Lebîd ibn A’sam.” demiş. 

“Ona ne ile büyü yapmış?” sorusuna da: 

“Tarağı ve taraktan düşen saçıyla.” cevabını vermiş.

 “Peki o büyü nerede?” deyince de 

“Bir hurma çiçeğinin kabuğunda, Zervan kuyusunun dip taşının altında.” diye cevap vermiş ve o sırada Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) uykusundan uyanmış ve: 

“Ey Aişe, farkında mısın Allah Tealâ bana ilâcımı bildirdi.” buyurmuş, sonra da Ali, Zübeyr ve Ammâr ibn Yâsir’i o büyüyü alıp getirmeye göndermiş. 
Kuyunun başına gelmişler, kuyunun ipini çekmişler, kuyudaki su sanki kına suyu gibiymiş. Kayayı kaldırmışlar, altındaki hurma çiçeği kabuğunu çıkarmışlar. İçinde Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in saçından düşen kıllarla tarağından kırılmış iki diş ve yanında bağlanmış bir ip varmış. İpin üzerinde iğne ile dikilmiş on iki düğüm varmış.

İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu iki Sûreyi indirmiş de her âyet okundukça bir düğüm çözülmüş ve Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), ondan her bir düğüm çözüldükçe bir hafiflik hissediyormuş. 

Nihayet son düğüm de çözülünce rahatlayıp sanki ipten kurtulmuş gibi kalkmışlar. Cibrîl:

 “Ey Allah’ın Rasûlü, Allah’ın adıyla sana rukye (muska) yaparım; seni rahatsız eden her kötülükten, hasedçiden ve gözden. Böylece Allah sana şifa verir.” demiş.

“Ey Allah’ın elçisi, o pis herifi tutup öldürelim mi?” dediklerinde Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):

 “Bana Allah şifa verdi. İnsanlara kötülük etmekten nefret ederim.” buyurmuş. İbn Kesîr bu haberi zikrettikten sonra bunda ğariblik ve münkerlik bulunduğunu da Söylemiştir.

Seâlibî Tefsirinde bu yahudi Lebîd ibnu’l-A’sam ile birlikte kızlarının da Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’a büyü yaptıkları ve
 “Düğümlere üfürenlerin şefrinden” ile onların kastedildikleri ayrıntısına da yer verilmiştir. NeysâbÛrî, Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in büyü yapılmış olarak kaldığı süreyi altı ay değil sadece üç gece olarak zikreder.

Hadise (Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e Yahudiler tarafından büyü yapılması) olayı Buhârî ve Müslim’de de muavvizeteyn Sûrelerinin nüzul sebebi olduğu tasrih edilmeksizin anlatılmıştır. Burada Lebîd ibnu’l-A’sam Züreyk oğullan Yahudilerinden birisi olarak zikredilirken Müslim’deki rivayette kuyunun adı Zî Ervân kuyusu olarak verilmektedir.

Nâs Sûresi İngilizce Çevirisi

De ki: “Sığınırım ben, insanların Rabbine –> Say: I seek refuge in the Lord of mankind,,

İnsanların pâdişâhına –> The King of mankind,

İnsanların Tanrısına –> The God of mankind,

O sinsi vesvesecinin şerrinden –> From the evil of the sneaking whisperer,
O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler) fısıldar –> Who whispereth in the hearts of mankind,

Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah’a sığınırım) –> Of the jinn and of mankind.



Nâs Suresine İlişkin Rivayetler
Bir kimse sabah akşam üçer defa İhlas suresi, Felak ve Nas suresini okursa, 
Allah’u Teala o kimseyi cin ve insan şerrinden korur. Ayrıca bela ve musibetlere karşı da koruma altına alır. hiçbir kötü kişi ona kötülük yapamaz.

Nas Suresini devamlı okumayı alışkanlık haline getiren kimse, daima sıhhat ve afiyette olur. Nazara karşı okunursa, şifa bulur.

Son nefesini vermekte olan kimse için bu sure okunursa, ruhu bedenden rahatça ayrılır.

Yatağa girerken okuyan kimse, cin ve şeytan şerrinden kurtulur. Vesvesesiz, korkusuz rahat bir uyku uyur.

10 sure vardır ki 10 şeyi engeller:
Fatiha suresi Rabbin gazabını,
Yasin suresi Kıyamet susuzluığunu,
Duhan suıresi Kıyametteki korku ve dehşeti,
Vakıa suresi fakirliği, sıkıntıyı,
Mülk suresi kabir azabını,
Kevser suresi hasımların kin ve intikamlarını,
Kafirun suresi küfrü, ölüm anında imansız gitmeyi,
İhlas suresi ikiyüzlülük, bozgunculuk ve fitneyi,
Felak suresi hasetçilerin hasedini,
Nas suresi vesveseyi engeller.

hazırlayan Ozlem Karadeniz