Herkese merhabalar okuduğum "Hz.Muhamme'in hayatı" Martin lings (Ebûbekir Siraceddin)'in kitabından bazı yanlış kısımları sizlerle paylaşmadan edemedim.
Beni çok rahatsız etti kitabın 226-227sayfalarını sizler için kayıt ediyorum.
Çevirmen bile bu rivayetten rahatsız olmuş sayfanın sonuna "..değil müslüman, bir kafir karısına bile gözünü dikip bakmaz" notu var. Peygamber (sav) Zeynep (ra) ile evliliği  burada çok doğru bir şekilde anlatılmıştır dileyen okuyabilir.. Birçok yanlış anlatılan konular var sırasıyla onları da blogumda paylaşmayı bir zorunluluk hissediyorum..

Eğer benim bir yanlışım varsa okurların yorum bırakarak uyarmalarını rica ediyorum.

Peygamber (sav) bir gün Zeyd (ra)'e bir şey sormak için evine gitmişti. Kapıyı Zeynep (ra) açtı ve kapının önünde durarak Zeyd'in evde olmadığını söyledi, fakat yine de içeri girmesi için onu davet etti. Bir anlık bakışma, iki kuzen arasında sürekli varolan sevginin ikisi tarafından da farkına varılmasına yol açtı.

Peygamber (sav) Zeynep(ra)'in kendisini sevdiğini kendisinide Zeynep (ra)'i sevdiğini ve bunu Zeyneb'in de bildiğini biliyordu. Fakat bunun ne anlamı olabilirdi. Duygularının şiddetine şaşırarak Peygamber (sav) teklifini reddetti.

Zeynep onun uzaklaşırken şöyle dua ettiğini duydu.

"Hamd Allah-ü Teala'yadır. Hamd insanların kalbini düzenleyen ve idare eden Allah'adır!"

Zeyd (ra) eve döndüğünde Zeynep ona Peygamber (sav)'in ziyaretini ve giderken okuduğu duayı anlattı. Zeyd, hemen Peygamber (sav) gitti ve şöyle dedi.

"Evime geldiğini duydum. Bana annemden ve babamdan daha yakın olduğun halde neden içeri girmedin? Yoksa Zeynep mi hoşuna gitti? Eğer öyle ise onu hemen boşayayım."

Peygamber (sav) ısrar ederek:

"Karını tut ve Allah'tan kork" dedi.

O bir keresinde:

"Mubah olan şeyler için Allah'ın en sevmediği şey boşanmadır" demişti.

Zeyd ertesi gün tekrar aynı teklifle geldiğinde Peygamber (sav) ona yine aynı şeyi söylemişti. Fakat Zeyd'le Zeyneb'in evliliği mutlu bir evlilik değildi ve Zeyd artık buna dayanamıyordu. Bu nedenle karısı ile anlaştı ve Zeynep (ra)'i boşadı. Yinede bu boşanma Zeyneb'i Peygamber (sav) için uygun bir eş kılmıyordu.

Çünkü Kur'an:

"kendi sulbünden çıkan" oğullarının hanımlarıyla evlenmeyi yasaklıyordu. Ve biyolojik olarak kendinin olan bir çocukla, evlat edinilen bir çocuğu ayrı tutmama uzun zamandan beri devam eden bir gelenekti.

Peygamber (sav)'in durumu da evlenmeye müsait değildi. Çünkü islamın müsaade ettiğim sayıda en fazla dört eşi vardı.

Bu olaydan sonra bir kaç ay geçti. Peygamber (sav) hanımlardan biri ile konuşurken vahiy geldi.. Peygamber (sav) kendisine geldiğinde ilk sözleri şunlar oldu..

"Kim gidip Zeyneb'e müjde verecek ve Allah'ın onu semada benimle evlendirdiğini haber verecek."

Uzun süreden beri kendisini aileden sayan Safiye'nin hizmetçisi Selma oradaydı. Bu sözleri duyunca hemen Zeyneb'in evine gitti.

Zeyneb bu sevinçli haberi duyunca Allah'a hamd etti ve hemen Ka'be'ye doğru secdeye kapandı daha sonra bilekliklerini, bileziklerini ve gümüş kolyelerini toplayıp Selma'ya verdi.

Zeynep (ra) artık genç değildi hemen hemen kırk yaşına gelmişti. Fakat yinede dikkat çekici güzelliğini koruyordu.

Bunun yanısıra o zahid bir kadındı. Uzun gece namazları kılar, nafile oruç tutar ve cömertçe fakirlere dağıtırdı.

Dericilikten anladığı için ayakkabı ve çeşitli eşyalar yapar ve bunlardan kazandığı parayı sadaka olarak harcardı.

Bu kez onun için bir düğün merasimine gerek yoktu. Çünkü inen vahiy nikahın akdedildiğini belirtiyordu;

"Biz onu seninle evlendirmiş olduk." (Azhab37)

Yapılması gereken şey, sadece gelini damadın evine götürmekti ve buda geciktirilmeden yapıldı.

Ayetler, gelecekte artık evlat edinilenlerin, kendi babalarının adıyla anılmaları gerektiğini de vurguluyordu.

O günden itibaren otuz beş yıldan beri Zeyd ibn Muhammed diye anılan Zeyd, Zeyd ibn Harise diye anılmaya başlandı.

Fakat bu onun evlad edinilmesi olayını yürürlükten kaldırmıyordu. Biri elli diğeri altmışına yaklaşmış olan evlat edinen ve edinilen arasındaki samimiyet ve sevgi de bundan zarar görmüyordu.

Bu sadece, aralarında kan bağı olmadığını hatırlatmadan ibaretti. Bu anlamda ayetler şöyle devam ediyordu..

"Muhammed sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir. ancak O, Allah'ın Rasulü ve Peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab37)

Yazı biraz uzun umarım herkes okur ve faydalanır.. Allah cümlemizden Razı olsun..