14. Onlar, iman etmiş olanlara kavuştukları zaman "İman ettik." derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise "Emin olun biz (onlarla) alay edicile­riz." derler.



1-"Bu âyet Abdullah b. Ubey ve arkadaşları hakkında nazil olmuştur. Bu kişiler birgün çıkıp, Rasulullah (s.a.v.)'ın ashabından bir grupla karşılaşmışlardı. Abdullah b. Ubeyy de:

"Bakın bu beyinsizleri sizin başınızdan nasıl savacağım" demiş ve müteakiben gidip Ebû Bekr Sıddık'ın elini tutarak ona şöyle demişti:

"Teyme Oğulları'nın ulusu. İslam'ın büyüğü, mağarada Allah Rasulü'nün yanında bulunan iki kişinin ikincisi ve canını malını Allah yolunda cömertçe harcayan Sıddık'a merhaba." Sonra Ömer'in elinden tutup ona da şunları söyledi:

"Adiy İbn Ka'b Oğulları'nın ulusu, hakla bâtılın arasını ayıran, Allah'ın dini hususunda taviz vermeyen canını ve malını Rasulullah (s.a.v.) için harcayan kimse için merhaba." Sonra da Ali'nin elini tutup dedi ki:

"Rasulullah (s.a.v.)'ın amcazadesi ve da­madı, Rasulullah (s.a.v.)'ın içlerinden çıktığı Haşim Oğulları'nın ulusu olan kişiye mer­haba." Sonra dağıldılar, Abdullah arkadaşlanna dedi ki:

"Gördünüz mü nasıl yaptım. Siz de onları gördüğünüz zaman böyle yapın." Onlar da ona övgü yağdırdılar, müslümanlar Peygamber (s.a.v.)'e gelip bunu haber verdiler. Bunun üzerine Allah Teala da bu âyeti in­dirdi."[39]

2- Kelbî'nin Ebu Salih'ten, onun da İbn Abbâs'tan rivayetine göre ise bu âyet yahudilerin durumu hakkında inmiştir. Buna göre "iman edin" emrinin muhatabları yahudiler, "insanların iman ettiği gibi" ifadesindeki insanlar da Abdullah ibn Selâm ve ashabı gibi müslüman olan yahudilerdir.[40]

3- İbn Abbas (r.a.)'dan şöyle nakledilmiştir:

"Bu âyetler Abdullah b. Ubey b. Selül, Muattib b. Kuşeyr ve Cedd b. Kays gibi Ehl-i kitab münafıkları hakkında inmiştir. Onlar mü'minlerle karşılaştıkları zaman iman ve tasdik eden kimseler olarak görünüyorlar ve: "Biz Muhammed (s.a.v.)'in vasıf ve özelliklerini kendi kitabımızda görüyoruz", diyorlardı. Ancak içleri böyle değildi ki birbirleriyle yalnız kaldıklarında aksini konuşuyorlardı."[41]

4- Ayet-i kerimede zikredilen "Onların şeytanları"ndan maksat, Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Mes'ud'a göre, münafıkların inkârda önde giden elebaşılarıdır. Katade ve Rebi' b. Enes'e göre bunlar, müşriklerdir. Mücahid’e göre bu şeytanlar, münafıkların, kâfirlerden, müşriklerden ve diğer münafıklardan olan arkadaşla­rıdır. Katade’den nakledilen diğer bir görüşe göre bu şeytanlardan maksat, mü­nafıkların elebaşıları ve şer işlerde önderleridir. [42]

 Raviler :Ahmed b. Muhammed b. İbrahim, Şeybe b. Muhammed'den, o Ali b. Muhammed b. Kurra'dan, o Ahmed b. Muhammed b. Nasr'dan, o Yusuf b. Bilal'dan, o Muhammed b. Mervan'dan, o Kelbî'den, o Salih'ten, o da İbn Abbas'tan bize şunu rivayet etti:



kaynak

[39] İsnadı gerçekten çok zayıftır. Sa’lebi, Tefsir; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 20-21.

Bu rivayeti Suyuti de rivayet etmiştir. Suyuti dedi ki: Bu isnat cidden zayıftır (vahidir). Çünkü Süddi'yi Sağir ve Kelbî yalancıdır, Ebu Salih zayıftır.

Süddi'yi Sağir: Ebu Abdurrahman Muhammed İbni Mervan Küfî'dir. Davut İbni Ebî Hind, Hişam İbni Urve,Yezid İbni Ebî Zeyyad, Kelbî ve diğerlerinden rivayet etmiştir. İlim ehli onu zayıf kabul etmişlerdir. Onun hakkında Yahya İbni Muîn: “O güvenilir değildir”, dedi. Başka bir defasında, “O bir şey değildir”, dedi. Nesâî ve Ebu Hatem-i Razî: “Sözleri terk olunandır” dediler. Buhari: “Onun sözleri yazılmaz”, dedi. Dare Kutnî: “Zayıftır”, dedi. İbnu Hıbban: “Onun hadislerini yazmak ancak itibarla helal olur, onunla ihticac, ancak bir hal ile helal olur”, dedi.

Kelbi: Haberî tefsirde Allame, Muhammed İbni Saib İbni Bişr-i Kelbî'dir. O Neseben Alim idi. O şiîdir. Hadisleri terk olunandır.

İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 1/14-15.

[40] Ebu Abdullah Muhammed ibn Ahmed el-Kurtubî, el-Câmiu Ii-Ahkâmi'1-Kur'ân, Beyrut 1408/1988,.1/143.

[41] Fahr-ı Râzi, Tefsir-i Kebir, Mefâtfhu'1-Ğayb, 2/6.



[42] İbn Cerir et-Taberî, Câmiu'l-Beyân.