27. Onlar ki Allah'm ahdini onu te'kidle sımsıkı bağladıktan sonra bozar­lar, Allah'ın, birleştirilmesini emrettiğini keser, koparırlar, yeryüzünde bozgun­culuk yaparlar. İşte onlar hüsrana uğrıyanların ta kendileridir.



Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Bu âyet, ehl-i kitabın kâfirleri ve münafıkları, özellikle de Hz. Peygamber'in ashabı mu­hacirler arasına karışan Yahudi hahamları, onlara yakın duran İsrail oğulları kalıntıları ve şirki üzerinde ısrar eden münafıklar hakkında inmiştir.[78]

2- Kaffâl şöyle demiştir:

"Bu ayetle kastedilmiş olanların, Peygamberlerine indirilen kitablarda Hz.Muhammed (s.a.s.)'i tasdik etmelerine dair kendilerinden ahd ve misak alınan; kendilerine, gerek Hz.Muhammed'in gerekse ümmetinin durumu açıklanan Ehl-i kitabtan bir gurub olması muhtemeldir. Böylece bu gurub, ahitlerini bozdular, ondan yüz çevirerek Hz.Peygamberin nübüvvetini inkar ettiler." [79]

3- Ahdi bozanlar hakkında alimlerin görüşleri:

a- Bir kısım âlimlere göre, ahdi bozanlar, Allah'ın itaatinden ayrılan ve fâsık ola­rak sıfatlandırılan münafıklardır.

b- Bir kısım âlimlere göre, ahdi bozanlar, ehl-i kitabın kâfirleri ve müna­fıklarıdır.

c- Bir kısım âlimlere göre, ahdi bozanlar, müşriklerin, kâfirlerin ve münafıkların hepsidir.

d- Bir kısım âlimlere göre, ahdi bozanlar, Hz. Âdemin sulbünde iken verdikleri sözü daha sonra yerine getirmeyen insanlardır.

4- Taberi bu görüşlerden ikinci görüşün daha doğru olduğunu, âyet-i keri­menin, Rasulullah’ın hicret ettiği Medine'nin çevresinde yaşayan İsrailoğullarının nesillerinden olan kâfir Yahudi hahamları hakkında ve müşrik olan müna­fıklar hakkında nazil olduğunu söylemiştir. Ancak âyetin, kâfir olan Yahudi ha­hamları gibi herkesi ve münafık olan müşrikler gibi her ferdi de kapsar mahiyet­te olduğunu da bildirmiştir. Ve bu görüşü tercih etmesinin sebebinin Bakara su­resinin beşinci âyetinden sonraki âyetlerin, Tevrat’ta verdikleri sözü bozan Yahudi hahamlarını anlatmış olmaları ve şu âyetin de bunu açıklamış olması oldu­ğunu söylemiştir. Âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:

"Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaklarına, onda olanları gizlemeyeceklerine dair ahit almıştı. Onlar ise bunu arkalarına atarak az bir değere değiştiler. Bu alış verişleri ne kötüdür." [80]

Ayrıca şu âyet-i kerimede de ehl-i kitabın, ahdi nasıl bozdukları beyan edilmekledir:

"Ni­hayet onların ardından yerlerine kötüler gelip kitaba vâris oldular. Onlar, şu dünyanın geçici menfaatlerini alırlar ve: "İlerde affolunuruz." derler. Aynı menfaatla karşılaştıkları zaman onu yine alırlar. "Allah hakkında gerçekten başka birşey söylemeyin" diye Tevrat’ta kendilerinden söz alınmamış mıydı? Ve orada olanları okumamış mıydılar? Allah'tan korkanlar için âhiret yurdu daha hayırlı­dır. Hiç aklınızı kullanmaz mısınız?"[81]

kaynak
[78] İbn Cerir et-Taberî, Camiu’l-Beyân, 142-143.
[79] Fahreddin er-Razi, Mefatihu’l-Ğayb. 
[80] Âl-i İmran: 3/187
[81] A'raf: 7/169; İbn Cerir et-Taberî, Camiu’l-Beyân.